Ben Gölge’ yim
Acılar kentinden kaçarım.
Sonsuz kederin içinden uçarım.
Sözleriyle başlayan bizi Floransa’nın müzelerinden tarihi sokaklarına, bilimle dinin buluştuğu görkemli ressam ve filozofların hayatlarına ve en sonunda da İstanbul sokaklarında ki yaşamla ölüm arasındaki zamanların koşuşturmacasına götüren muhteşem bir kitap.
Dante’nin ilahi komedyasından esinlenerek yazılmış kitapta hristiyanlıkla özdeşleşen 7 büyük günahın (SALIGIA: superbia, avaritia, luxuria, invidia, gula, ira, acedia) en sonunda dünyayı nasıl bir felakete sürükleyeceği kafamızın içinde korkunç resimler oluşturarak betimleniyor. Boticelli‘nin Cehennem‘in Haritası ’’La Mappa dell Inferno’’ tablosunda görülen ve 9 kat olarak gösterilen, insanların günahlarının boyutlarıyla yargılanıp katlara yerleştirildiği bu tabloya bakanların gerçekten dehşet içinde kaldıkları söylenir. Gerçek bir Dante hayranı olan Boticelli’nin Cehennem’in Haritası tablosunu Dante’nin İlahi Komedyasında yer alan ilk bölüm cehennemden esinlenerek yaptığı bir gerçektir. Kitabın kısa konusuna gelince;
Kahramanımız Robert Langdon bir hastane odasında kabuslar içinde uyanır. Zihninde sürekli olarak ‘’ara ve bul‘ ’sesleri yankılanmaktadır. Hafıza kaybının sebebi kafasını sıyıran bir kurşundur. Hastane odasında durumu anlamaya çalışan kahramanımızın yanındaki Dr.Marconi ve Dr.Brooks durumu açıklamaya çalışırken içeri giren bir suikastçinin doktorlardan birini vurması ile beraber Dr.Brooks (Sienna Brooks) ve kahramanımız için gerçek bir ölüm kalım mücadelesine başlar…
Kitabın İstanbul kısmında ise Ayasofya ve Yerebatan Sarnıcı gerçekten Dan Brown’ın kaleminde şiirselleşmiş ve daha önce belki de hiç ilgimizi çekmeyen bu muhteşem tarihi yapılar gözümüze daha cazip gelmiştir .
Bence kitabın ana fikri doğruları tam olarak yansıtmaktadır.Dünya nüfusunun hızlı bir şekilde çoğaldığı, ekolojik dengenin ve atmosferinde aynı hızla bozulmaya başladığı bir dünyada artık çözüm üretmeye başlamamız gerektiğinin mükemmel bir anlatımı. Ve son söz olarak doğruluğuna içtenlikle inandığım Dante ‘den;
ardından öyle çok insan gidiyordu ki, aklımın ucundan bile geçmezdi ölümün bunca insanı yenik düşürmesi…