Sabahın üçüydü ve hâlâ bilgisayar başındaydım. Kahve soğumuş, gözlerim yanıyordu ama bir türlü bırakamıyordum. Arkadaşım “n8n ile otomasyon” diye bir şey var, akıl almaz birşey” demişti öğlen yemeğinde. Ben de merak edip açmıştım — sonra kendimi kod yazmadan Instagram’dan veri çeken, Gmail’e otomatik rapor gönderen bir sistem kurarken buldum. Programlama bilmeden. Gerçekten bilmeden.
İşte burada durup düşünmek gerek. Çoğumuz otomasyon denince ya korkunç karmaşık kodlar ya da pahalı kurumsal yazılımlar geliyor aklımıza. Ama n8n farklı bir hayvan. Node’ları birbirine bağlıyorsun, veri akıyor, işler oluyor. Bu kadar basit.
n8n ile Otomasyon
Bakın, herkesin zamanı azaldı artık. Slack bildirimleri, e-postalar, Excel dosyaları, CRM güncellemeleri… Günde 3-4 saat rutin işlerle geçiyor. Bir araştırma okumuştum (McKinsey’ninmiş galiba), ofis çalışanları zamanlarının %60’ını tekrar eden işlere harcıyormuş. Altmış. Yüzde.
Ben de öyleydim işte. Her sabah aynı raporu hazırla, aynı verileri kopyala-yapıştır, aynı e-postaları gönder. Ta ki n8n’le tanışana kadar.
Şimdi burada küçük bir parantez açayım — otomasyon araçları yeni değil tabii ki. Zapier var mesela, IFTTT var, Make (eski adıyla Integromat) var. Ama n8n’in farkı ne biliyor musunuz? Kendi sunucunuza kurabiliyorsunuz. Verileriniz sizde kalıyor. Aylık abonelik ücreti yok. Bir kere kuruyorsunuz, sonsuza kadar çalışıyor.
n8n Tam Olarak Nedir ki?
n8n (biraz garip bir isim, biliyorum — “nodemation” kısaltmasıymış) açık kaynaklı bir workflow otomasyonu aracı. Düşünün ki LEGO’lar gibi — her blok bir işlem yapıyor ve siz bunları istediğiniz gibi birleştiriyorsunuz.
Mesela şöyle bir senaryo düşünün:
- X’de markanızdan bahseden biri var
- n8n bunu algılıyor
- Sentiment analizi yapıyor (olumlu mu olumsuz mu diye)
- Olumsuzsa Slack’te uyarı veriyor
- CRM’e not düşüyor
- Müşteri hizmetleri ekibine görev atıyor
Bütün bunlar siz uyurken oluyor. Kahvenizi yudumlarken. Netflix izlerken.
Ama işin güzel tarafı, bunları yapmak için developer olmanıza gerek yok. Sürükle-bırak arayüzü var. Node’ları birbirine bağlıyorsunuz, parametreleri giriyorsunuz, test ediyorsunuz. Çalışıyor.
Gerçek Hayattan Örnekler
Geçen ay bir e-ticaret sitesi sahibi arkadaşım aradı. “Ya” dedi, “müşteri yorumlarını takip edemiyorum, her yerde yorum var — Google, Facebook, Trustpilot, kendi sitem…”
Bir öğleden sonra oturup n8n’de şunu kurduk:
- Tüm platformlardan yorumları topluyor
- Negatif yorumları öncelikli olarak işaretliyor
- WhatsApp’tan bildirim gönderiyor
- Google Sheets’e kaydediyor
- Haftalık özet rapor hazırlıyor
Adam şimdi günde 2 saat kazanıyor. İki saat! Ayda 60 saat ediyor bu.
Başka bir örnek… Bir YouTube’ber tanıdığım var. Her video yüklediğinde aynı şeyleri yapıyormuş: X’de paylaş, Instagram story at, Discord’da duyur, e-posta listesine gönder. n8n ile YouTube’a video yüklediği anda bütün bunlar otomatik oluyor artık. Hem de her platformun formatına uygun şekilde.
Kurulumu Sandığınızdan Kolay (Yemin Ederim)
Şimdi “Tamam güzel de, ben bunları nasıl yapacağım?” diye düşünüyorsunuzdur. Haklısınız. Ben de ilk duyduğumda “Yine bir geek işi” demiştim.
Ama değilmiş. Üç yol var:
1. Cloud versiyonu: n8n.cloud’a giriyorsunuz, kayıt oluyorsunuz, kullanmaya başlıyorsunuz. Bu kadar. Aylık 20 Euro’dan başlıyor fiyatlar.
2. Docker ile kurulum: Biraz teknik bilginiz varsa, Docker kullanarak kendi sunucunuza kurabilirsiniz. DigitalOcean’da 5 dolarlık bir droplet yeterli başlangıç için.
3. npm ile kurulum: Terminal’i açıp npm install n8n -g
yazıyorsunuz. Sonra n8n start
. Bitti.
Ben Docker’ı tercih ettim. Neden mi? Çünkü Portainer ile yönetmek çok kolay, yedekleme almak basit, güncelleme yapmak tek komut.
Burada minik bir sapma yapayım — eğer Docker nedir bilmiyorsanız, şöyle düşünün: Bilgisayarınızdaki programlar bazen birbiriyle çakışır ya, işte Docker her programı kendi kutusunda çalıştırıyor. Birbirlerine karışmıyorlar.
İlk Workflow’unuzu 10 Dakikada Yapın
Hadi basit bir şeyle başlayalım. Her gün hava durumunu kontrol edip, yağmur varsa size e-posta atsın.
n8n’i açtınız diyelim. Boş bir canvas görüyorsunuz. Sol tarafta node’lar var — yüzlerce entegrasyon. Weather API’yi sürükleyin. Şehrinizi seçin. Sonra IF node’u ekleyin — “Eğer yağmur varsa” deyin. Sonra Gmail node’u — kendinize mail atın.
İşte bu kadar. Test edin. Çalışıyor.
Sonra işler sarpa sarıyor tabii. “Acaba Instagram’dan beğendiğim fotoğrafları otomatik Pinterest’e kaydetsem?” diye düşünmeye başlıyorsunuz. Veya “Notion’daki task’larım Todoist’e otomatik geçse?” Ya da “Müşteri mail atınca otomatik ticket açılsa?”
Hepsi mümkün. Hepsi.
Popüler Entegrasyonlar (Merak Edenler İçin)
n8n’de 400’den fazla hazır entegrasyon var. Ama en çok kullanılanları sayalım:
Slack, Discord, Telegram, WhatsApp (Business API ile), Gmail, Outlook, Google Sheets, Excel Online, Notion, Airtable, MySQL, PostgreSQL, MongoDB, Twitter, Instagram (bazı limitlerle), LinkedIn, GitHub, GitLab, Stripe, PayPal, WooCommerce, Shopify…
Liste uzayıp gidiyor. Üstelik API’si olan her servisi bağlayabiliyorsunuz HTTP Request node’u ile. Ben geçen Türkiye’deki bir e-fatura servisini bile bağladım. Biraz uğraştım ama oldu.
Kod Yazmak İsteyenler İçin de Cennet
Bakın, drag-and-drop güzel hoş ama bazen “Şurada bir regex kullansam” veya “Şu veriyi biraz manipüle etsem” diyorsunuz. n8n buna da izin veriyor. Function node var, içine JavaScript yazabiliyorsunuz.
Mesela ben X’den gelen metinlerdeki Türkçe karakterleri düzeltmek için minik bir fonksiyon yazmıştım. Ya da tarih formatını değiştirmek için. Küçük dokunuşlar ama işi çok kolaylaştırıyor.
Hatta Python node’u bile var artık. Makine öğrenmesi modelleri çalıştırabiliyorsunuz workflow’unuzun içinde. Bir arkadaş ürün fotoğraflarının arka planını otomatik kaldıran bir sistem kurmuştu. Fotoğraf geliyor, Python script’i çalışıyor, temiz fotoğraf çıkıyor, e-ticaret sitesine yükleniyor.
Peki Ya Güvenlik?
Haklı bir soru. Verileriniz, şifreleriniz, API anahtarlarınız…
n8n’de credentials (kimlik bilgileri) şifrelenmiş olarak saklanıyor. Hem de AES-256 ile. Workflow’ları paylaşırken bile bu bilgiler gizli kalıyor. Kendi sunucunuzda kurduysanız, her şey sizin kontrolünüzde zaten.
Ben paranoyak biriyim biraz. O yüzden n8n’i VPS‘ime kurdum, Cloudflare Tunnel ile bağladım, 2FA açtım. Böylece hem dışarıdan erişebiliyorum hem de güvende.
Fiyat-Performans Oranı
Açık konuşalım — Zapier pahalı. Özellikle task sayınız artınca. Make de öyle. Ama n8n’i self-host ediyorsanız, tek maliyetiniz sunucu ücreti. Ben ayda 10 dolara tüm otomasyonlarımı çalıştırıyorum. Zapier’da aynı işlem sayısı için 200 dolar istiyorlar.
Tabii cloud versiyonunu kullanacaksanız, fiyatlar değişiyor. Ama yine de rekabetçi. Üstelik açık kaynak olduğu için, canınız sıkılırsa kendi sunucunuza geçebiliyorsunuz. Vendor lock-in yok.
Hatalarım ve Öğrendiklerim
İtiraf edeyim, ilk başta bazı hatalar yaptım. Mesela, bir workflow’u test etmeden production’a aldım. Gece 3’te 500 tane mail göndermiş kendime. Uyanınca şok oldum.
Ya da bir keresinde sonsuz döngü yaratmıştım yanlışlıkla. Webhook tetikleniyor, o başka webhook’u tetikliyor, o da ilkini… Sunucu çöktü.
Ama bunların hepsi öğrenme süreci. Şimdi her workflow’u önce test ortamında deniyorum. Rate limiting koyuyorum. Error handling ekliyorum.
Bir de şunu öğrendim: Her şeyi otomatikleştirmeye çalışmayın. Bazı işler insan dokunuşu istiyor. Mesela müşteri şikayetlerine otomatik yanıt vermek kötü fikir. Ama o şikayeti doğru kişiye, doğru zamanda yönlendirmek? İşte bu başka.
Topluluk Desteği Muazzam
n8n’in en güzel yanlarından biri topluluğu. Discord sunucusu var, sürekli aktif. Forum var. GitHub’da issues açabiliyorsunuz.
Geçen bir node’da bug buldum. GitHub’a yazdım, ertesi gün düzeltmişlerdi. Başka bir zaman özel bir entegrasyon lazımdı, forum’da sordum, biri 2 saat içinde örnek workflow paylaştı.
Türkçe kaynak az ama İngilizce bolca tutorial var. YouTube’da Jan Oberhauser’in (n8n’in kurucusu) videoları müthiş. Adam her hafta canlı yayın yapıyor, soruları yanıtlıyor.
Kimler İçin İdeal?
Dürüst olayım — n8n herkese göre değil.
Eğer günde 1-2 basit otomasyon yapacaksanız, IFTTT yeter. Eğer kod yazmaktan nefret ediyorsanız ve her şeyin hazır olmasını istiyorsanız, Zapier daha iyi olabilir.
Ama şu profildeyseniz n8n tam size göre:
- Verilerinizin kontrolünü elinizde tutmak istiyorsunuz
- Aylık abonelik ödemek istemiyorsunuz
- Karmaşık workflow’lar kurmanız gerekiyor
- Biraz teknik bilginiz var (ya da öğrenmeye açıksınız)
- Özelleştirme size göre
Ben mesela pazarlama ajansıyla çalışan birine kurmuştum. Adam müşteri raporlarını otomatik hazırlıyor artık. Veriler Google Analytics’ten, Facebook Ads’ten, Google Ads’ten geliyor, birleşiyor, görselleştiriliyor, PDF oluyor, mail atılıyor. Her ay. Otomatik.
Son Düşünceler
n8n’le başladığımda sadece birkaç e-posta otomasyonu yapmayı düşünüyordum. Şimdi bakıyorum, hayatımın her yerinde var. Fatura geldiğinde hatırlatıyor, önemli haberlerden haberdar ediyor, sosyal medya metriklerimi topluyor, hatta Spotify’da dinlediğim şarkıları Notion’da listeliyor (neden mi? Bilmem, yapabildiğim için sanırım).
Belki de en önemlisi şu: Artık tekrar eden işlere zaman harcamıyorum. O zamanı yaratıcı işlere, düşünmeye, yeni şeyler öğrenmeye ayırıyorum. Ya da Netflix’e. O da olur.
Eğer siz de her gün aynı işleri yapıyorsanız, “Keşke bunlar otomatik olsa” diye iç geçiriyorsanız, n8n’e bir şans verin. İlk workflow’unuzu kurduğunuzda, o “vay be, çalışıyor!” hissini yaşadığınızda, beni anlayacaksınız.
Gecenin üçünde bilgisayar başında, soğuk kahveyle, yeni bir workflow kurarken bulursanız kendinizi, sakın şaşırmayın. n8n böyle bir şey işte — başlayınca bırakamıyorsunuz.